{ }

Beni istemeye geldiklerinde sevinmiştim

Mektubu okumaya başladım:
“Eğer bu evliliğe devam edersen, sadece kendi hayatını değil, aileni de tehlikeye atmış olacaksın. Onun gerçek yüzünü bilmiyorsun. Gerçek damadın kim olduğunu öğrenmek istiyorsan, bu gece saat 3’te ahıra gel.”

Ne yapacağımı bilemiyordum. Mektubu yazan kimdi? Fotoğraflar gerçek miydi? Tüm bunlar bir oyun muydu? Saatime baktım, gece 2’yi gösteriyordu. İçimdeki korkuya rağmen merak beni ele geçirdi. Sessizce odadan çıktım ve ahıra doğru yürümeye başladım. Ay ışığı ahırı aydınlatıyordu, içeriden gelen hafif bir fısıltı duyabiliyordum. Kapıyı yavaşça araladım.

Ahırda beni bekleyen kişi kaynatamdı. Bu kez yüzünde o alaycı gülümseme yoktu. Ciddi bir ifadeyle bana doğru döndü. “Gerçekleri öğrenmeye hazır mısın?” diye sordu. “Ne gerçekleri?” dedim. Sesim titriyordu. Kaynatam derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı:

“Bu evlilik aslında bir oyun. Oğlum sandığın kişi, benim öz oğlum değil. O birine borcum vardı ve bu borcu ödemek için onu evlat edinip kimliğini değiştirdim. Seninle evlenmesini istememim sebebi, onun borçlu olduğu adamlardan kaçmasını sağlamaktı. Onlar, ailemizin içine girmeye cesaret edemezlerdi.”

Bu sözler üzerine dizlerimin bağı çözüldü. “Peki ya fotoğraflar? O kadın kim?” diye sordum. Kaynatam gözlerini yere indirdi. “O kadın, borçlu olduğu adamlardan birinin eşiydi. Seni korumak için bu kadar ileri gitmek zorunda kaldım,” dedi.

O sırada ahırın kapısı hızla açıldı. İçeri giren damadımdı. Yüzünde öfke vardı. “Baba! Ne yapıyorsun?!” diye bağırdı. Gözlerindeki korku ve çaresizlik her şeyi anlatıyordu. Bana doğru yaklaştı. “Sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim,” dedi. Ardından babasına dönerek, “Bütün bunlar senin hatan! Beni bu oyunun içine sen çektin!” diye haykırdı.

O an anladım ki, hayatım bir trajedinin tam ortasında başlamıştı. Ama damadımın gözlerinde gördüğüm şey bir suçluluk ya da pişmanlık değil, koruma içgüdüsüydü. İçimde ona karşı bir güven oluşmaya başladı. “Bu evlilik bir oyun olabilir,” dedim. “Ama bu oyunu birlikte bozabiliriz.”

Ve o gece, kaderin bizi oynattığı bu oyunu değiştirmek için el ele verdik. Oyun içinde bir oyun başlamıştı ve bu kez kontrol bizdeydi.
Reklamlar