{ }

Yıllarca yetimhanede çalıştım

— Nevzat az önce yine odaya girdi… Her geldiğinde buraya çıkar. Oğlunun kokusu sinmiş gibi oyuncaklarını okşar. Sonra kendini zor toparlayıp gider… Hele çocuklarının yüzüne benzeyen biri görürse, günlerce kendine gelemez.

Yüreğim sıkıştı. Odaya bakarken artık her şey anlam kazanıyordu: geceleri duyduğum hıçkırıklar, kilitli kapı, Nevzat’ın yüzündeki o kül gibi beyazlık…

Yaşlı adam bastonuna dayanarak ayağa kalktı.

— Bu sırrı kimseyle paylaşmayışımızın sebebi utanmamız değil, acımızın ağırlığı. Her anlatışımızda yeniden yaşıyoruz. Ama senin artık bilmen gerekiyordu… Bu evde neden her akşam gözyaşı olduğunu, neden kalbimizin bir yanının eksik olduğunu bilmen gerekiyordu.

Derin bir sessizlik çöktü odanın üzerine. Fotoğraflara son bir kez baktım; küçük çocuğun gülümseyen yüzü yüreğimi delip geçti.


Yaşlı çift kapıya yöneldi. Ben de ışığı kapatmak için arkalarından yürüdüm. Tam çıkarken yaşlı teyze dönüp kısık bir sesle fısıldadı:

— Eğer bir gün… kapı çalarsa… ve içeri bir yabancı girip bize “Ben sizi yıllardır arıyorum,” derse… bil ki mucizemiz gerçekleşmiştir kızım.

O an anladım: Bu evin duvarları sadece anıları taşımıyordu; aynı zamanda bitmeyen bir duası, hiç sönmeyen bir umudu vardı.

Kapıyı yavaşça kapattım. Anahtarı yaşlı adama teslim ederken elim titriyordu. Merakla başlayan yolculuğumun sonunda, sadece bir sırrı değil… bir annenin, bir babanın ve bir dedenin yüreğine kazınmış en derin yarayı öğrenmiş, onların taşıdığı acının ortağı olmuştum.

Ve o geceden sonra o evde hiçbir şey aynı görünmedi… ama her şey çok daha anlamlıydı.
Reklamlar