O an var ya, odanın içi sanki taş kesildi. Kaynana Sultan’ın yüzü kıpkırmızı, görümce Emine’nin kahkahası boğazında kaldı. Ben nefes bile alamıyordum. Damat, gözleri çakmak çakmak, kapının eşiğinde durdu.
— “Ana! Emine! Ne laflar edersiniz siz?!” diye gürledi.
Kaynana Sultan ne yapacağını şaşırdı, hemen yüzünü güldürüp tatlı bir sesle:
— “A oğlum, sen mi geldin? Biz şakalaşıyorduk gelinle, şaka şaka…” dedi.
Ama damadım öyle bir bakış attı ki, Sultan’ın dili tutuldu.
— “Benim kulağım şaka kaldırmaz ana! Daha düğün günü, daha gelinimin duvağı kurumadan, nasıl tehdit edersin?!”