{ }

Kocamın gizlice kahveme uyku hapı eklediğini

Birkaç dakika sonra, bardağımın içindeki hafif tortuyu fark ettim. Normal değildi. Kahveyi ben hazırlamıştım ve içine hiçbir şey eklememiştim. Fincanı dudağıma götürdüğüm anda, göz ucuyla Daniel’i izledim. Nefesini tutmuş gibiydi. Bakışları fincanla benim yüzüm arasında gidip geliyordu. Sanki “Ne zaman etki edecek?” diye bekliyordu.
Kalbim göğsümde çarpmaya başladı.
Bir şeylerin çok yanlış olduğunu biliyordum.
Elim titremeye başladı. Ama içimden bir ses, şu an paniğe kapılırsan kaybedersin, dedi. Kahveyi içiyormuş gibi yaptım, dudaklarıma değdirip hafifçe geri koydum. Masadan kalkmış gibi gösterip arkamı döndüğüm anda fincanın içindekini lavaboya döktüm.
Sonra en iyi oyunculuğumu sergiledim.
Yatağa gittim, örtünün altına girdim ve birkaç dakika sonra nefesimi derinleştirerek uyuyormuş gibi davranmaya başladım. Daniel ise uzun süre salonda dolaştı; ayak sesleri zeminde yankılanıyordu. Sonra yanıma geldi. Sanki nefesimi dinliyormuş gibi sessizce durdu. Ardından yavaşça giysilerimi kontrol etmeye başladı. Ceplerimi, çantamı, telefonumu karıştırdı. Telefonumu eline aldığında içimden buz gibi bir korku geçti. Kilidini açmayı denedi. Başaramayınca hırçın bir nefes verdi.
Ne arıyordu?
Neden beni uyutmak istemişti?
Sonra yatak odasından çıktı. Koridordan gelen sesleri duyabilmek için gözlerimi kapatıp bütün duyularımı açtım. Bir kapının kilidi açıldı—evet, bu kesinlikle çalışma odasının kapısıydı. Ardından birkaç çekmece sesi, ardından bir fermuar sesi… Sani bir çantayı hazırlıyordu.
Yavaşça kalktım. Adımlarımı halının üzerine basarak sessizlettim. Koridora doğru ilerlediğimde çalışma odasının kapısı hafif aralıktı. İçeri baktığımda Daniel’in yüzüne düşen ışığı gördüm. Sırtı bana dönüktü. Elinde tuttuğu şey… kanımı dondurdu.
Pasaportumuz.
İkimzin de.
Ve bir miktar para, zarflar, belgeler… Benim kimlik fotokopilerim bile vardı. Ama daha kötüsü masanın üzerinde duran bir sözleşmeydi. Üzerinde benim imzam varmış gibi gösterilen, ama kesinlikle benim atmadığım bir imza. Hukuki terimlerle dolu, karmaşık bir belge…
Ve daha da kötüsü:
Belgede benim “gönüllü olarak mal varlıklarının devrini kabul ettiği” yazıyordu.
Nfesim kesildi.
Daniel o sırada kendi kendine mırıldanıyordu:
“Birazdan uyuyacak… Her şey bitecek… sabaha yeni başlangıç.”
Geri çekildim. Kalbim kaburgalarımı parçalıyor gibiydi. Bir kaç dakika sonra Daniel çalışma odasından çıktı. Hemen yatağa geri dönüp uyuyormuş gibi yaptım. Bana tekrar yaklaştı. Nefesimi dinledi. Sonra bir şey daha yaptı—aklımdan asla silinmeyecek bir şey.
Telefonumu aldı, parmak izimi kullanabilmek için elimi tutup başparmağımı ekrana bastırdı.
Reklamlar