O gün orada, doğanın ortasında, hiçbir şey söylemeden sadece oturduk. İçimdeki fırtınalar dinmese de, en azından ilk kez biri “yanındayım” demişti. Uzun zamandır kimse gerçekten yanımda olmamıştı. Ne eşim, ne ailem, ne arkadaşlarım… Sanki herkes benden bir şey bekliyor ama kimse ne hissettiğimi, neye ihtiyaç duyduğumu sormuyordu. O kişi – adını bile hatırlamakta zorlanıyordum çünkü yıllar olmuştu – gözlerimin içine baktı ve şöyle dedi: “Bazen insanın hayatında, hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği biri gelir ve sadece elini tutar. Bu kimseye zarar vermek için değildir. Bu, senin yeniden kendini hatırlaman içindir.” O sözler beni o kadar derinden sarstı ki, birden gözlerim doldu. Uzun zamandır ağlayamamıştım bile. İçimde biriken tüm duygular orada, o anda döküldü. Saatlerce konuşmadan sadece ağladım. O ise hiç konuşmadan yanımda kaldı. Ne sorguladı, ne yargıladı.