{ }
Uçaktaki saatlik yolculuğumu sessizce geçiriyordum pencere kenarında yerleşmiş, önümüzdeki yaklaşık bir buçuk saatin huzur içinde geçmesini umuyordum. Ama önümdeki yolcu — bol desenli kazak giymiş, biraz da kilolu bir kadın — kalkışla birlikte koltuğunu, bana bakmadan hızlıca yatırıverdi. Dizlerim koltuğun altında sıkıştı, nefes almak bile zorlaştı.
Bir anlık şaşkınlıkla bocaladım ama pes etmeye niyetim yoktu. Hostesi çağırdım; genç görevli gelip durumu açıkladı. Kadından, “Komşunuz da rahatsız oluyor, koltuğunuzu biraz dikleştirir misiniz?” nazikçe ricada bulundu. Kadın başını hafif çevirdi, sanki izin almak gibi bir şeymiş bu:
30 dakika kadar rahatlamaya çalıştım ama bir anda koltuğu yeniden fırladı. Bu kez diplomasi işe yaramayacaktı. Bir misilleme fikri aklıma geldi. Tepsiyi sessizce indirdim, uçuşta servis edilen domates suyunu kaptım ve tam koltuk arkasıyla çanta arasındaki sınırlı boşluğa, dikkatli ama masum bir ifadeyle koydum.
Dilipak'tan gündemi sallayan açıklama
Anne ve Oğlunu
Fatih Ürek'ten gelen haber sevenlerini gözyaşına boğdu