{ }
İstanbul Elit Lisesi'nin gri evi sabah yağmurun altında ve 100 yıllık geleneğin ağırlığı altında uyanmıştı. 12 sınıfta, mahkeme salonu gibi dizilmiş sıraların ortasında, Mehmet Demir ayakta duruyordu. Ayak gösterileri mevcutmuş, eski ve üç kez dikilmiş pantolonu, devam edenlerin parlak üniformalarıyla keskin bir tezat oluşuyor. Defterini göğsüne bastırmış, başı öne eğikti. Sınıfın arka sıralarında, milletvekili ve iş insanlarının kıkırtıları yankılanıyordu.
"Mehmet Demir, dün devam ediyor ödevi nerede? Ah, tabii ki bizim burslu öğrencimiz yine yapmamış!" Sözlerinin ardından kıkırtılar arttı. Mehmet cevap olarak, başını daha da eğdi. Ama bu korkudan değil, öfkesini sürdürmek içindi.
Sınıf bir anda sessizliğe gömüldü. Mehmet defterini açtı. Sayfalarında Arapça, İngilizce, Japonca, Rusça ve Fransızca notlar mevcuttu. Temiz, özenli el yazısıyla her sayfa farklı bir dilde yazılmıştı.
Dilipak'tan gündemi sallayan açıklama
Anne ve Oğlunu
Fatih Ürek'ten gelen haber sevenlerini gözyaşına boğdu