{ }
Bir gün, şehir merkezindeki çiçek dükkânının kapısından girdiğimde, karşımda mavi gökyüzünün altında açmış renkli çiçeklerin arasında bir yaşlı adam belirdi. Masum bir bakışla, o çiçeklerden birini almak için sıraya girmişti. Ancak, dükkanın sahibi, kaba bir tavırla yaşlı adamı azarladı ve elindeki kırık mimosa dalını ona satmayı reddetti. O an, yüreğimde bir şeyler kıpırdadı; bu yaşlı adamın ne kadar kırılgan olduğunu ve çiçeklerin ona nasıl bir güzellik sunabileceğini düşündüm. İçimdeki merhamet alevlendi; onu yalnız bırakmamalıydım. Gözlerim, o kırık dalın güzelliğini arayan yaşlı adamın içine işleyen hayal kırıklığını gördü. O an, hayatın ne kadar acımasız olabileceği düşüncesi kafamda yankılanırken, onu bu durumdan kurtarmaya karar verdim.
Yaşlı adamın gözlerindeki üzüntüyü silmek ve onun yüzündeki gülümsemeyi geri kazanmak için harekete geçmek, içimdeki iyilik duygusunu harekete geçirdi. O an, yalnızca bir çiçek değil, aynı zamanda insanlık onurunu da savunmak gerektiğini anladım. Yaşlı adamın elinde tuttuğu kırık mimosa, ona sadece bir çiçek değil, aynı zamanda hayata tutunma umudu olabilirdi. Kırık bir dalın güzelliğini, ona sunulmuş bir iyilikle yeniden inşa etmek, benim için anlamlı bir fark yarattı.
Çiçek, bir gün bile olsa, yaşlı adamın yalnızlığını dindirebilir ve bir nebze olsa da ona sevinç getirebilirdi. Hayat, bazen en küçük eylemlerle büyük değişiklikler yaratma gücüne sahiptir; sevgi, merhamet ve dayanışma, bu dünyayı daha güzel kılmak için elzemdir. Kaba bir çiçekçinin karşısında durarak, insanlığın en temel değerlerini hatırladım ve bunun bir parçası olmaktan mutluluk duydum.
AFAD duyurdu: Sındırgı yine sallandı
Yapan kimin yeğeni
Sergime, herkesin küçümsediği evsiz bir kadını aldım