NEVZAT BAHTİYAR: "BEN BU BİLGİLERİ NEREDEN BİLEBİLİRİM?"
Ailem güvende olmadığı için yalan söyledim, korktum. Ailem cezaevine gelince rahatladım. Güvence altına alındığımda, "Her şeyi söylemeye hazırım," dedim. Ben papağan değilim. Ailem yanıma gelene kadar saçımı bile kestirmedim. Cezaevinde ne televizyon var, ne de radyo. Ben bu bilgileri nereden bilebilirim? "Patlıcan" dedim, herkes güldü. Ben bunu espri olsun diye söyledim.
Ailemin güvenliği sağlanana kadar sustum. Salim, araba konusunda yalan söylüyor. Adam arabayı satamadı. Ben de Salim'e, "Paran varsa kendine al," dedim. O da gidip anlaşarak arabayı aldı. Kardeşi bilmesin diye arabayı benim üstüme yazdırdı. Sonra ev meselesi çıktı. Bana, "Kaça yapacaksın?" diye sordu. Akşam arayıp, "270 bin lira olur ama senin için 150 bin lira olur," dedim.
O da, "Biri 140 bin lira, biri de başka bir fiyat verdi," dedi. "İşçilik, içme suyu gibi masraflar da onlara ait olacak," dedi. Şimdi kalkmış, "200 bin lira fiyat verdi," diyerek yalan söylüyor. Ben sana ne söylediysem onu anlat. Sen beni çağırdın, Narin'i teslim ettim. Ben bunu inkar etmiyorum.
Ben sadece taşıdım, suçumu kabul ediyorum. Ama onların da suçlarını kabul etmesi lazım. Ancak etmiyorlar, her şeyi benim üzerime atıyorlar. Benim tüm suçu üstlenmemi istiyorlar, ama bunu kabul edemem. Benim söyleyecek başka bir şeyim olmayabilir. Onlara bir şey söyleyecek ya da iftira atacak durumda değilim. Hakikat neyse o ortaya çıksın.
Nevzat Bahtiyar'ın Avukatı Ali Eryılmaz ise şunları söyledi:
Sayın Başkan, müvekkilimize yönelik "katil" değil, "sanık" olarak yaklaşılması gerekmektedir. Lütfen diğer sanık avukatları buna saygı göstersin. Toplum, gazeteciler ve mahkeme heyeti Narin için adalet mücadelesi veriyor.
Ancak bazıları, kendi kabahatlerini örtmek için başkalarını suçluyor. Evet, toplumun ve gazetecilerin susmalarını istiyorlarsa, çıkıp o çocuğun katilini açıklayacaklar. Bunlardan biri çıkıp, erkekse erkek gibi çıkacak ve itiraf edecek.
Jandarma tarafından tutulan bir tutanakta Yüksel Güran şöyle demiş: "Evde erkek çocuklar olduğu için bir yere gideceksem, Narin'i Maşallah'a bırakıyorum." Bakın, başka bir dava daha var: Van'daki Rojin davası. Rojin'in babası çalmadık kapı bırakmadı. Avukat bile bu dava sırasında ağladı.