Cumhur İttifakı'ndan gelen ilk tepki, fesih kararındaki ifadeler nedeniyle gündeme oturdu. Açıklamalarda özellikle bazı söylemlerin ittifak ruhuna aykırı olduğu vurgulandı. Siyasi kulislerde bu çıkışın yankıları büyüyor. Gözler şimdi diğer ortak açıklamalarda. HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN GÖRSELE DO/KUNUNUZ.
Ancak açıklamada Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası'na eleştiriler yapıldı, Kürtlere soykırım yapıldığı öne sürüldü ve YPG ile KCK'nın feshinden söz edilmedi.
PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında Öcalan'ın çağrısının ardından 2 kongre yaptı. Yapılan kongre 9 Mayıs tarihinde kamuoyuna duyuruldu. Kongrenin toplanmasının ardından yapılan açıklamada "tarihi öneme sahip kararlar alındığı" ifade edilmişti.
Kongrede alınan kararlar bu sabah erken saatlerde duyuruldu. PKK'nın açıklamasında örgütün feshedildiği ve silahların bırakıldığı ifade edildi. Ancak bazı ifadelerin kullanılması kamuoyunda tepki ile karşılandı. İlk olarak silah bırakma ve fesih kararına ilişkin "PKK adıyla yürütülen çalışmaları"nın sonlandırıldığı ve silahlı mücadelenin sona erdiği ifade edildi. Bu açıklama ile PKK'nın çatı örgütü KCK ve YPG'nin faaliyetlerinin devam edip etmeyeceği, fesih kararına dahil olup olmadığına ilişkin bir açıklama yapılmadı.
Açıklamada rahatsızlık yaratan bir başka detay ise Lozan Antlaşması ve 1924 anayasasının hedef alınması oldu. 1924 anayasası ve Lozan Antlaşması ile Kürtlerin hedef alındığı ve PKK'nın 'soykırım ve asimilasyon politikalarının' etkili olduğu bir dönemde şekillendiği öne sürüldü.
PKK'nın açıklamasına AKP'den ilk tepki Şamil Tayyar'dan geldi. Tayyar, fesih kararının sadece PKK ile sınırlı tutulmasına, bildirideki soykırım ifadesinin kabul edilemez olduğuna değinerek tepkisini sosyal medya hesabından duyurdu. Tayyar'ın tepki gösterdiği açıklaması şu şekilde oldu:
Terör örgütü PKK, fesih ve silah bırakma kararını kamuoyuna duyurdu.
Karar, KCK’nın Türkiye kolu ‘PKK’ ile sınırlı tutuldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 100 yıllık tarihinde Kürtlere soykırım uygulamakla suçlandı.
Öcalan’ın süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyaset hakkının tanınması ve hukuki güvence sağlanması istendi.
Öncelikle şunu belirtelim. 47 yıldır kan ve gözyaşından beslenen bir terör örgütünün varlığını sonlandırması, kuşkusuz, tarihi kırılmadır, kıymetlidir. Bildirideki soykırım ifadesi ise tarihi çarpıtmadır, kabul edilemez.
Taleplere ve kararın PKK ile sınırlı tutulmasına gelince. Süreci başından beri sağduyuyla takip eden Cumhurbaşkanımızın ferasetine güveniyorum.
Devleti ve toplumu zaafa sürükleyecek, incitecek bir tutum içinde olmayacağını düşünüyorum.
Nitekim, Cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde açıklama yapan AK Parti Sözcüsü
Ömer Çelik’in şu ifadeleri önemli:
-Karar, Terörsüz Türkiye hedefi açısından önemli aşamadır.
-Kararın, PKK’nın tüm şube ve uzantılarıyla illegal yapılarını kapsayacak şekilde somut olarak ve eksiksiz hayata geçirilmesi gerekir. -Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda hiçbir tartışma yoktur.
Bu yaklaşım, güven vericidir. Terör örgütünün ne istediğini değil, devletin ne yapmaya çalıştığını, sahadaki uygulamayı önemsiyorum