{ }

ASKERLER ÜS KAPISINDA YAŞLI ADAMLA DALGA GEÇTİ

Grubun üzerine şaşkın bir sessizlik çöktü. Daha önce gülen genç asker güçlükle yutkundu ve yüzü utançtan kızarmış bir şekilde dikleşti. General, sıcak bir gülümsemeyle Başçavuş Thompson’a döndü. “Sizi bugün burada aramızda görmek bir onurdur efendim. Hizmetiniz için teşekkür ederim.” Thompson, generalin sözlerini alçakgönüllü bir baş hareketiyle onaylayarak nazikçe başını salladı. “Teşekkür ederim General,” dedi yumuşak bir sesle. General, geçit töreni alanını işaret etti. “Törene katılma şerefini bize bahşeder misiniz? Sizi onur konuğumuz olarak ağırlamaktan onur duyarız.” Yaşlı asker, sesinde duygu tınısıyla, “Onur duyarım,” diye yanıtladı. Sahaya doğru birlikte yürürken, genç askerler birbirlerinden ayrılıp, dikkat kesilmiş bir şekilde, yüzlerinde saygı ve hayranlık karışımı bir ifadeyle durdular. Yaşlı adamın yavaş adımları aniden daha kararlı göründü; kolunun altındaki bayrağın ağırlığı, yaptığı fedakarlıkların bir kanıtıydı. Tören, böyle bir olaydan beklenen tüm ihtişam ve törenle devam etti, ancak beklenmedik bir şekilde orada bulunan yaşayan bir efsane sayesinde daha da büyük bir saygıyla. Ödüller verilip konuşmalar yapılırken, Başçavuş Thompson’ın cesaretinin hikâyesi katılımcılar arasında yayıldı, hayranlık ve hayranlıkla fısıldandı.
Reklamlar