{ }
Güneş, savananın geniş düzlüklerini altın tonlara boyarken bir safari gezisinden dönen turistler kamp alanına doğru ilerliyordu. O sırada birinin gözü, nehre yakın bir noktada çaresizce çırpınan devasa bir gölgeye takıldı. Yaklaştıklarında anlaşıldı ki bu bir aslandı — nehirde savruluyor, sular onu yutuyordu.
Aslan kıyıya yığıldı; nefes alamıyor, gövdesi hareketsizdi. Adam, diz çöküp göğüs üzerine bastırarak kalp masajı yaptı. Ellerinin her vuruşunda kolları titrer, çenesi sıkışır, zaman geçtikçe umutsuzluk gölgesi düşüyordu. Fakat beklenmedik bir anda aslan zayıf bir nefes aldı, bir kasılma başladı. Gözleri yavaşça açıldı, hayata geri dönüyordu.
Dilinin dokusu pürüzlüydü ancak sıcaktı — bir teşekkür belki de umulmadık bir bağ. Göz göze baktılar; insanla yabanıl bir canlının arasındaki sınır o anda silikleşti. Ardından aslan, sessizlik içinde ormanın derinliklerine doğru yürüdü, kayboldu gitti.
Dilipak'tan gündemi sallayan açıklama
Anne ve Oğlunu
Fatih Ürek'ten gelen haber sevenlerini gözyaşına boğdu